Çocuklarınızın Ellerinden Düşürmediği Oyuncaklar, İlerleyen Dönemlerde Yaşamlarının Odak Noktası Olabilir Mi?
Bu sorunun cevabını çocukluğumda çok sevdiğim bir oyuncağın, ilerleyen yaşamımı nasıl şekillendirdiğini anlatan bir dijital öyküleme ile vermek istiyorum.
BİLGİSAYARLI HAYAT SERÜVENİ
Her insan için ağlarını ören hayat, benim için de kollarını
sıvamıştı. Çocukluk yılları sonrasında okula gitmek, bütün ağırlığıyla
omuzlarıma çökmüştü. Artık oynamaktan büyük bir haz duyduğum klavyeli atarim
evin ücra köşelerine kaldırılacak ve ben de her sabah erkenden kalkıp okula
gidecektim. Hummalı bir çalışmanın ardından okul için yapılması gereken her
türlü hazırlık tamamlandı ve ben bu görev için son halimi almıştım; düz
taranmış saçlarım, mavi önlüğüm, beyaz yakalığım ve korkulu ve ağlamaklı
bakışlarımla…
Üzerinizde emeği olan herkesin sizin için düşlediği pek çok
hayalleri vardır. Kimi zaman bu hayalleri gerçekleştirip onları mutlu
edebilseniz de, çoğu zaman kendi yolunuzu çizer, kendi hayallerinizi inşa
etmeye çalışırsınız. İlkokula başlarken eğitimime bir engel olacağını düşündükleri
için evin ücra köşelerine kaldırdıkları klavyeli atarim, benim için geleceğime
yön veren bir obje olmuştu. Klavyesi, mouse’u ile beni etkileyen o en sevdiğim
oyuncağım, çok geçmeden beni bilgisayarların o akıl dünyasına itmiş ve bu sanal
dünyayı keşfetmeye yöneltmişti. Hayallerimin peşinde, bilgisayarların
karşısındaydım. Bilgisayarlar benim için DisneyLand idi, luna parktı. Masmavi
bir okyanusun derinliklerine dalmak ve bütün bir okyanusu keşfetmekti. Bir
diğer tutkumsa İngilizce diliydi. Hem İngilizce’yi daha iyi öğrenebilmek hem de
bilgisayar dünyasına girebilmek için Erzurum Anadolu Ticaret Lisesi’nin
Bilgisayar Programcılığı bölümüne yazıldım. Lisedeki ilk senem hazırlık
sınıfında geçti. Kısa sürede öğretmenlerinin gözdesi olmuş, başarılı bir
öğrenciydim. O büyük bir tutkuyla bağlandığım İngilizce dilini artık iyi
seviyede öğrenmiştim ve çok iyi İngilizce konuşabiliyordum.
Hazırlık sınıfında göstermiş olduğum başarıyı lise hayatım
boyunca sürdürdüm. İngilizce öğretmenlerim bana “Golden Boy” diye hitap eder
olmuşlardı. Ancak sınıflar ilerledikçe dersler de zorlaşıyordu ve bazı zamanlar
bu zorluk içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.Derslere ek olarak İngilizce-Türkçe
ve Türkçe-İngilizce çeviriler yapmaya çalışıyordum. Kimi zaman boş bulduğum
sınıflarda dahi ders çalışır olmuştum. Günlerim gecelerime karışıyordu. Fakat
ne olursa olsun, bir amacım vardı ve bu amaca ulaşmalıydım. Bu süre zarfında kendi çabalarımla İngilizce
olarak yazılmış bir kitabın çevirisini yapmayı bile başarmıştım. Kitaplar benim
için en kıymetli hazineydi. Kitapsız bir ders, bir hayat, bir yaşam
düşünemiyordum. Sosyal yaşamımsa kendi halinde ve normal seyrinde devam ediyordu.
4 yıllık lise hayatımın sonunda azmimin ve emeklerimin bir sonucu olarak
okuduğum liseyi birincilikle bitirmeyi başarmıştım.
Lise birincisi olmak, ilk girişte üniversite sınavını kazanmam için yeterli olmamıştı. Fakat bu, yolun sonu demek değildi. Hayatta her zaman umut var olmak gerekiyordu. Hem hiçbir şey zor değildi ve imkansız da biraz zaman alıyordu. Ben, ticaret lisesi mezunuydum. Bir iş yeri açmak için gerekli olan teorik bilgileri lise eğitimim içerisinde öğrenmiştim. Bu konuda ağabeyim de tecrübeli biriydi. Bir girişimcilik örneği göstererek sigortacılık ve trafik müşavirliği üzerine bir iş yeri açma projesi üzerine ağabeyimle birlikte çalışmalara başladık. Çalışmalarımızın sonucunda sigortacılık ve trafik müşavirliği işlerini başarılı bir şekilde yürüten bir iş yerimiz olmuştu. Ya bilgisayar başındaydım, ya da direksiyon karşısında... Çocukluk oyuncağım bana yetişkinlikte yeni oyuncakları kullanmam için bana bir imkan daha sunmuştu.
Yıllar önce o ilk girişimde kazanamadığım üniversite
sınavını da ikinci girişimde kazanmayı başardım. Çocukken oynadığım atariden aldığım
ilhamla yöneldiğim bilgisayar keşfinin sonucu olarak şimdi de bilgisayar
öğretmenliği yolunda ilerliyorum. Artık adına bilgisayar dediğim oyuncaklarımla
atölyeye dönmüş odamda; konu-komşu, eş-dost, uzak-yakın demeden her tanıdığımın
hastalanmış bilgisayarını bir bilgisayar cerrahıymışcasına ameliyat ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder