ENGELLERE ENGEL KOYAN KELEBEK ETKİSİ DÜŞÜNCELER
Uçurumlar, sonunda ulaşılmazlığı barındırırlar. Sonsuzluk, devamı olmayan bir yoldur. Ve hayat... Anne karnından ta ölüme değin uzanan... Sonunda kabirde bir yaşam; yalnız, sessiz ve soğuk... Huzur-u Mahşer'e erişmek için beklenen belki binlerce yıl, dünya aklıyla bir imkansızlığın resmidir. Ve insan, tüm bu yollarda tek başına yürüyen... Her adımında hayatında, ulaşılmazlığı göze batan... Gerçekleşmeyecek düşüncesi, akıllarda binlerce engel... Bugün imkansız olan yarın yaşanacak olandır belki, kim bilir?... Aslında her bir adımı hayatın; bu dünyası, berzahı ve sonsuzluğuyla, öncesinde milyonlarca kez yaşanmıştır. Engeller, onlara bakan gözlerle şekillenmiş, onlara bakan gözler yüzünden engel olmuştur. Hayat içerisinde yaşarken, zihnine milyonlarca engeli yazan, yine insandır yine insan...

Unutanları bir tarafa bırakalım, hafızası çok güçlü olanlar da var. Gerçekleştirilen eylemlerin bir imkansızlığın hayat bulmuş hali olduğunu düşünenler de var. Birilerinin imkansızlıklarına bir imkan arayanlar... İşte onların bu eylemleri pek de kolay değil, değil mi?... "Evet..." diyorsunuz yine, yine hak veriyorsunuz. Çünkü bu hayat, kolaylıklarını daha da kolaylaştıranlar için ne kadar kolaysa, zorluklara imkan arayanlar için de bir o kadar zordur. Ancak asıl olan ise, yılmadan bu zorluklarla mücadele etmektir. Bunu o kolaylıkla gerçekleştirilen eylemleri gerçekleştiremeyenler çok iyi bilir. Bir yerlerde bazı insanlar vardır. Bu insanlarsa işte, yaşamlarını bu denli zorluklarla yaşamak durumunda kalmış insanlar için harcarlar. Bir imkansızlığa imkan ararlar. "Benim düşüncelerim neye yarar, ben mühendis miyim ki?..." mi diyorsunuz? Ah şu kolaycılığınız olmaz olsun!... Yine kolay olanı seçtiniz. Şimdi sizin yerinize ben düşüneyim. "Yaşamı imkansızlıklarla dolu olan bu insanlar için yaşamları daha kolay bir hale nasıl getirilebilir?..." diye. Karşıdan karşıya geçerken hep kullandığımız şu yaya geçitleri geldi aklıma. Hani şu karşıya rahatça geçebildiğimiz yaya geçitleri... Göremeyen, duyamayan ve/veya zihinsel herhangi bir engeli bulunan insanlar için bu yolları kullanmak da çok zordur, değil mi?... Ben, sırf engelli insanlar için karşıdan karşıya geçişlerin çok güvenli bir hale getirilebileceğini düşünüyorum. Engeli her ne olursa olsun, sadece engelli insanlar için sensörlerle donatılmış yaya geçitleri ve onların hareketlerini algılayabilen çeşitli teknolojik donanımlarla donatılmış engelli yaya geçitlerinin düzenlenebileceğini düşünüyorum. Bu yollardaki ekranlar aracılığıyla onların yol üzerinde algılayamadıkları şeylerin göz önüne serilebileceğini düşünüyorum. Duyup da göremeyenler için... Yahut, göremeyen insanlar için, yaya geçitleri üzerindeki şeritlerin sensörler yardımıyla engelli insanların hareketlerini algılayıp ses ile ona bildirebileceği bir yaya geçitinin olabileceğini düşünüyorum. Olabilir, değil mi?... "Neden olmasın ki..." diyorsunuz. Yahut hem göremeyen hem de duyamayan engelli insanlar için, yine sensörler yardımıyla hareketlerinin algılanıp titreşimler aracılığıyla onların bu yollardan çok rahat ve çok güvenli bir şekilde geçebileceklerini düşünüyorum. Yaşamı o engeller yüzünden olanaksızlıklarla dolmuş bu insanlar için, yaşamlarını biraz daha kolaylaştırmak adına yüzlerce binlerce teknolojik ürünün tasarlanabileceğini düşünüyorum. Hatta bundan o kadar eminim ki... İsterseniz, arama motorunuzu açın ve yaşamı kolaylaştırmak için neler icat edilmiş, yaşamları imkansızlıklarla dolu olan bu insanlar için ne kadar faydalı ürünler tasarlanmış bir bakın... Göreceksiniz, birilerinin düşünülenleri gerçekleştirilebildiğini...
Günler gelip geçerken, yaşamımız devam ediyorken ve biz sağlıklıyken, elimizde olanların, yani o çok kıymetli olan sağlığımızın ve zamanımızın kıymetini bilmeliyiz. Ayrıca her ne olursa olsun, şu an sahip olduklarımızın bir gün tek bir anda elimizden kayıp gideceğini de hiç unutmamalıyız. Bugünün sağlıklı bireyleriyiz belki, ama bir yerlerde birileri bazı engeller taşıyor bedenlerinde... Onların yaşamları hiç de kolay değil... Fakat bunca imkansızlıklarına rağmen kuvvetli inançlarıyla bedenlerindeki bu aşılmaz zorluklarının üstesinden gelebiliyorlarsa bu insanlar, bizler de eli-kolu-ayağı, gözü-kulağı sağlam bireyler olarak, bu zorlukların aşılması, bu yıkımların inşa edilmesi için ürettiğimiz düşüncelerle ve girişimlerimizle onların bu engellerini ortadan kaldıramasak da yaşamlarını onlara daha yaşanılır kılabilmek için çalışmalıyız. Bizler için düşünce üretmek, kolay ve küçük bir adım olsa da, atılan bu küçücük adımlar bir kelebek etkisi yaratarak engelli insanlar için büyük adımlara dönüşebilir.
Muhammet DURDU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder