24 Aralık 2012 Pazartesi

Çocukların Hayal Dünyalarını İnşa Eden Oyuncaklar


OYUNCAKLARIN EVRİMİ


Bugünkü yaşamımız, geçmişte yaşadığımız pek çok anın derlemesidir aslında. Bebeklik dönemi, çocukluk ve gençlik dönemleri... Sırayla yaşadığımız bu dönemler ve bu dönemlerde edindiğimiz yaşantılar, bugünün bireyleri olan bizleri oluşturur. O dönemlerin zaman aralıklarında saklıdır, bizim bugünkü özelliklerimizi ele veren detaylar... Korkularımız, fobilerimiz, kızdığımız ve mutlu olduğumuz davranışlarımız çok eskilerden bugünlere miras kalan özelliklerimizdir. Özellikle çocukluk dönemi, çok da eğlenceli olsa da aslında, bugünün bireyleri olan bizlerin yaşamlarındaki yeri ve önemi çok büyüktür. Her dönemin çocukları için o dönemin sonunda gelen çağlar hep diğer çağlardakilerle arasında farklılık arz eder. Bu durum değişimin vazgeçilmez bir unsur olarak insan yaşamında bulunmasına bağlı olarak gerçekleşiyor olsa da, bu farklılığın en önemli sebeplerinden biri ve belki de asıl sebebi, yaşantı oluşturan unsurlardır. 50'lerin 60'ların çocukları iseniz, dedelerinizin anlattığı masallarla büyümüşsünüz demektir. Kırsal bir yaşam sürmüş ve köy sokaklarında aşık atıp tahta arabalarla oynayıp, akşamları da kalabalık aile sofralarında büyüklerden edindiğiniz ve yaşamınız boyunca size ilke olacak bilgilerle büyümüşsünüzdür. Bu dönem ve öncesinde çocukluk dönemi geçirenlerdeki o dinginliği hepimiz gözlemlemişizdir. Evlerde ne bir televizyon ne de elektronik diğer herhangi bir cihazın bulunmadığı dönemler... Biraz daha ileriye gelelim, daha yakın geçmişe... Örneğin 80'lerin çocukları... Artık evlerde televizyon izleyen çocukların dönemi diyebiliriz. Şu bu günlerde çokça bahsedilen multi medya, yani çoklu ortamlarla haşır neşir olmuş çocukların dönemidir. Artık daha farklı daha renkli oyuncaklara sahip olan çocukların dönemleri... Devamında el tetrisleri, atari oyunları vs. bu dönemdeki çocukların vazgeçilmez oyuncakları olmuştur.



Hep bir değişim içinde yaşanan bunca zamandan sonra artık bugün, o bildiğimiz oyuncak anlayışı da tamamen değişmiş vaziyette...  Günümüz çocukları için klasik oyuncak anlayışı yerini tamamen farklı ve daha kuvvetli etkileşim kurulabilen oyuncaklara bırakmış gibi gözüküyor. Artık çocukların ellerindeki hayali oyuncak arabaları yok. Zira onlar, o oyuncak arabaların içine biniyor ve gerçek araba modüllerinden oluşmuş sistemlerle geliştirilmiş o oyuncak arabalarıyla hiç yorulmadan gezip tozabiliyorlar mahalle aralarında. Hatta küçük oyuncak arabaları da değişmiş gibi gözüküyor, günümüz çocuklarının... Benzinle çalışan ve pistonlu motorları bulunan formula 1 yarış arabalarından esinlenerek tasarlanan oyuncak arabalarını saatte 20 km hızla ve üzerlerindeki kameralarla radyo alıcıları aracılığıyla takip edebildiklerini düşünürsek, değişimi gözle görülür bir şekilde hissediyor olmamız da yadsınamaz.  Elbette sadece bununla da kalınmıyor, değil mi?... Artık çocukların ellerinden hiç düşürmedikleri dizüstü bilgisayarları var. Hatta bununla da kalmayıp bir de tablet bilgisayarları var. Ne yapıyorlar bu bilgisayarlarla oyun amaçlı kullandıkları zamanlarda?... Hemen çok tuhaf bir oyuncak olan Sifteo Küplerden bahsedelim. Sifteo küpler, David Merrill ve arkadaşı Jeevan Kalanithi'nin kullanıcı etkilişimli hem fiziksel hem de dijital bir materyal tasarlama fikri sonucunda oluşan Siftables'ların geliştirilmiş hali... Üzerlerinde renkli LCD ekranları, anakartları, radyo alıcıları, kablosuz bağlantıları ve hareket algılayıcı sistemleri bulunan bu oyuncaklar, kendi aralarında iletişim kurabildikleri gibi bir bilgisayarla da sürekli olarak etkileşimli hale bulunabiliyorlar. "Sırala, gruplandır, oynat, durdur, istifle, titret..." gibi eylemleri kullanıcılara Sifteo Küplerle eğlenceli bir şekilde oyun oynayarak yapabilirsiniz diyen Sifteo Inc şirketi, bu küpler için farklı ve eğlenceli oyunları da tasarlayıp tıpkı Google Play Store gibi web üzerinden satışa sunarak oyun seçeneklerini de arttırmış bulunuyor. Şimdi ise işte, günümüz çocukları için çantalarında bilgisayarıyla gerçek zaman bağlantı kurabilecekleri mini bilgisayar küpleri şeklinde oyuncaklarının olduğu bir dönem yaşanıyor. Pekiyi, bu değişik ve etkileşimi kuvvetli oyuncaklara ek olarak bizler nasıl oyuncaklar tasarlayabiliriz, diye bir düşünelim... Aklınıza neler geliyor?...



Sifteo Inc Sifteo Küpler


Evet, günümüzde geliştirilen bu kadar akıllı oyuncaktan sonra yeni ve farklı oyuncak tasarım işine kollarımızı sıvamak, hakikaten de hayal dünyamızı zorlayacak gibi gözüküyor. Tabii gelecekte bugünkü oyuncakların tamamının hurdaya dönüşeceğini ve gelecek dönemlerdeki çocuklar için saçma aletler olarak nitelendirileceğini düşününce, yeni ve farklı etkileşimler sunan oyuncaklar geliştirmek fikri konusunda daha yaratıcı fikirlere doğru yelken açabiliyoruz. Şimdi düşünelim... Çocuklar için oyuncaklarına dokunmak büyük bir önem arz ediyor. Örneğin, oyun konsoluyla dahi oyun oynasalar, joystick ile el ile bir fiziksel temas kuruyorlar. Tabii bu da zahiri veya gerçek olsun, oyuncaklara dokunulma özelliğinin her zaman bulunması gerektiğini apaçık ortaya koymuş oluyor. Çocuklar için bir diğer nokta da, elbette bir karakter ile yakınlık kurmaktır, değil mi?... Şu sıralar, "Pepe'nin kırmızıları tükeniyor!" şarkısının bu nakarat kısmını duymanımız yoktur sanırım. Çünkü Pepe bir karakter ve çocuklar da bu karakteri çok sevdiler ve o karakterle yaşantılar oluşturdular. Ben Ten, Calliou, Pikachu örnekleri de aslında bu amaca hizmet eden diğer çizgi karakterler... Bu karakterler üzerinden üretilen oyuncaklara bakıldığında da çocukların çokça sahip olmak istedikleri oyuncaklar kategorisine girildi görülecektir. Yani çocukların hayal dünyalarının kahramanlara ihtiyacı var, değil mi?... Ya da çizgi filmlerde gördükleri karakterleri oyuncak olarak istiyorlar. Tasarımımızda bize rehber olacak diğer fikirlerden biri de hiç kuşkusuz ki bu karakter fikridir. Bir kahramana ihtiyacımız var. Ancak bir kahraman çizsek bile günümüzde görsel ve işitsel iletişimin tavan yaptığı bir dönemde yaşayan çocuklar için etkileşime giremeyecekleri kahramanlar pek de eğlenceli gelmeyecektir. Yani kahramanımız çocuklarla etkileşime girebilmeli... Etkileşime girecek ama basit bir şarkı mı söyleyecek ya da orasını burasını mı kıvıracak bu kahramanımız?... Elbette hayır. Çocukların yaşamlarına doğrudan hitap edebilecek ve onların bu değişen dünyadaki yaşantılarına hitap edebilecek... Esnek olacak örneğin. Yani o kadar çok fonksiyonu olacak ki, bunları çocuklar ezberleyemeyecek ve her seferinde oyuncaklarının farklı bir etkileşim özelliklerinin bulunduğunu anlayarak, daha eğlenceli zamanlar geçirebilecek... Her kahramanın bir çift gözü vardır, öyle değil mi?... İşte bizim oyuncak kahramanımızın da gözleri kesinlikle birer bilgisayar olmalı ve üzerinde uygulanan ivmesel değişiklikleri ve yer çekimindeki değişmeleri algılayarak, bulunduğu zemin üzerindeki koordinatlara göre çocukların mevcut durumlarına dönütler verebilmeli... Günlük yaşamlarında bu kadar çok fonksiyonu olan bu oyuncaklarıyla oynamadan önce mutlaka bu oyuncağı sanal ortamda tanımaları gerekiyor çocukların. Yani 3D özellikli bir oyun da tasarlamamız gerekiyor oyuncakla birlikte. Öyle bir ortam olmalı ki bu, çocuklar bu ortamda yapabildikleri pek çok şeyi oyuncaklarıyla birlikte kendi yaşamlarında da yapabilmeliler. Elbette bunları yaparken de, pek çok olumlu davranış kazanmalılar ve tasarlayacağımız 3D ortam ve oyuncak da bu kazanımlara hizmet edecek şekilde geliştirilmeli... İşimiz zor doğrusu... Fakat, en azından hayal edebiliyoruz. Şimdi düşünelim, böyle bir tasarım hayata geçse ve bu kadar fonksiyonu bulunan bir oyuncak tasarlanarak çocukların hem eğitimleri hem de hayal dünyaları için onlara verilse, nasıl bir sonuç çıkardı ortaya?... Çocuklar, çabuk sıkılırlar. Elbette her oyuncaktan sıkılacaklar Bunu da unutmadan, bu düşünsel olarak planladığımız bu oyuncağı geliştirmek için kaç milyon Euro'ya ihtiyacımız olduğunu hesaplamaya başlayalım. Sanırım işin içinden çıkamayacağız. İyisi mi, biz hayallerimizle baş başa kalalım. Belki bir gün hayat bulmuş hallerini görürüz. Ya da hayata kendimiz geçirebiliriz hayallerimizi, kim bilir...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder